Dünyada altın üretiminin geçmişi MÖ 4000 yıllarına kadar uzanıyor. Özellikle Mısır uygarlığında altın kullanıldığı görülüyor. Anadolu’nun altın işleme geçmişi ise MÖ 3000’li yıllara dayanıyor. Alacahöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda 5.000 yıllık kuyumcu atölyesi ve el aletleri bulundu.
Lidya Kralı Karun, MÖ 630’da altın madenlerinden elde ettiği altından para basmak amacıyla Ege’de dünyanın ilk rafineri ve darphanesini kurdu. Böylece Lidya, yeryüzünde para kullanan ilk uygarlık oldu.
Türkiye’de kuyumculuk sanayii, 1983 yılında ihracat yasağının kaldırılmasından sonra ihracata başladı. Bu dönemde hâlâ külçe altın ithalatına izin verilmiyordu. Külçe altın ithalatı konusunda TC Merkez Bankası’na ancak 1985 yılında izin verildi. 1989’da Merkez Bankası kuyumculuk sektörünün materyal maliyetini dünyadaki diğer kuyum üreticileriyle aynı seviyeye getirmek amacıyla altın pazarını oluşturdu. Bu liberalleşmenin ardından Dünya Altın Konseyi WGC (World Gold Council) İstanbul’da ofis açtı.
Bu gelişimin ardından, 1995 yılında Altın Borsası kuruldu. Aynı yıl külçe altın ithalat yetkisi Merkez Bankası tekelinden alınıp borsaya üye özel sektör temsilcilerine verildi. Bu girişimler kuyumculuk sanayinin altını dünya fiyatlarına alabilmesine imkân sağladı. Sonraki yıl, kanunlarda yapılan değişiklikle bankalara altın işleri (altın depozito hesapları, yurtdışından altın kredisi getirip arz edilmesi) yapma yetkisi verildi.
Olumlu ekonomik koşullar, desteklenen reklamlar ve göreli olarak sabit kalan fiyatlar 2005 yılında yaşanan talebin geçen yılın aynı dönemine göre, tonaj bazında %15 dolar bazında ise, %24 artış göstermesini sağladı.
1992 12.7
1993 23.6
1994 44,2
1995 55,4
1996 109,2
1997 160,7
1998 207.2
1999 285.2
2000 384.3
2001 430,7
2002 522,3
2003 696,6
2004 842,6
2005 1,100
2006 1,200
2007